Korku ve korkma refleksi insanların iç güdüsel yaşadığı bir haldir.İzlediği bir film,yaşadığı bir olay korkmak için kafi gelecektir.Bazı kişiler pek çok şeyden daha hızlı etkilenirken yani korkarken bazı kişiler belirli noktaların dışında korkmazlar.Her kişinin farklı korkuları,kabusları ya da saplantıları vardır.Sonuç olarak bakıldığında aslında her bir korkunun ana sebebi ölüm korkusudur.Korku filmi yaratıcıları bu konuda oldukça başarılı.İnsanların zayıf noktalarını çıkarıp onun zerine giderek büyük başarılara imza atıyor.Güncel yaşantımızda da yaşadığımız travmalar bizlerin korku sendromlarını oluşturuyor.Hani hep psikologlar der ya çocukluğunuza inelim diye aslında bu çok doğru bir keşiftir.Her ne kadar bu cümleye gülsek de bu gerçektir.Küçükken hatta bebekken bile yaşadığınız bir tecrübe yıllar sonra benzer bir durum ile karşılaştığınızda tekerrür edecek ve sizi korkutacaktır.Yaşanan doğal olaylar örneğin deprem,ya da bir trafik kazası,veya boğulma gibi yaşana travmalar bir ömür boyu kalıcı olabiliyor.Korkular ile yüzleşmek aslında bizim kendi elimizde.Çok ileri durumlarda tabi ki profesyonel destek önemli ve gerekli hatta ilaç desteği ancak her birey kendinin psikoloğudur.Yani korkunun üzerine gidecek onunla savaşacak olan kendidir.Korkusuz kimse yoktur.Mutlaka her insanın zayıf bir noktası vardır.Kimi fareden kimi yılandan korkar.Yüzleşmek ve üstüne gitmek gerek.Geçtiğimiz günlerde bir belgesel kanalında izledim.Amerika'da böyle bir klinik var.Ne ise en büyük korkunuz sizi derinden etkileyen şey işte onun üzerine kurgulanan bir platformda uzmanların desteği ile o korkunun üzerine gidiyorlar ve sonuç %75 başarılı oluyordu.Bisiklet kullanmaya yeni başladığınızda hatırlarsanız her düştüğünüzde bir daha binip kullanmaya çalışmıştınız.İşte bu üzerine gitmek savaşmaktı.Korkularımızı ne kadar içimize atar ve saklarsak yeri geldiğinde o kadar büyük olarak çıkacaktır karşımıza.Çok da abartmadan, kendinizi kontrol ederek ne ise korkunuz onun üstesinden gelin.