Sınavlar,testler,eğitim sistemi değişikliği derken çocuklarımızın ve gençlerimizin gelecek kaygısı hat safhaya çıktı.
Yine üniversiteye girebilmek,okuyabilmek ve mezun olup iş sahibi olabilmek için ayrı bir kaygı sarıyor gençlerimizi.
Bir taraftan da sokaklarda ki güven eksikliği,çocuklara,hatta hayvanlara tecavüz ve şiddet haberleri alıp başını gitmişken,güven sıkıntısı da var çocuklarımızın.
Oysa ki hayat ne kadar kısa değil mi? Ve hayatımızın en güzel yılları değilmiydi sokakta çocukça oynayabildiğimiz günler?Değil miydi kanımızda dolaşan delilik ile savrulduğumuz gençlik günlerimiz?
Bu kadar kaygı yoktu o zamanlarda.
Şimdi daha bir yarış gibi hayat sanki.Ailelerin de çocuklara baskısı çok enteresan.
Herkesin çocuğu üstün yetenekli maşallah.Kimse toz kondurmuyor çocuğuna.Ve evde çocuğa kurulan baskıyı bir görseniz.Ben düşük not aldı diye altına işeyen çocuk gördüm ortaokulda.
Biraz relax olmak gerekmez mi şu 3 günlük dünyada.Yazık değil mi bu gencecik dimağlara.
Biraz kurallar,biraz eğitim öğretimin değişimi biraz da ailelerin bencilliği çocukları bu hale getirdi.
Üretmekten korkan,hazıra alışan çocuklarda bizim eserimiz.
Çocukların pratik çözüm üretecek zekası ,elindeki telefonda saklanıp kaldı .
Etrafta tek başına dolaşan birini görseler hele ki bir kaç kez okul önüne veya mahalleye gelmiş olsun bu kişi,hemen bir korku hemen bir panik oluyor çocuklar.Neden mi? Çünkü ,o kadar çok çocuğa kıydılar ki,sapığı,sadisti, hepsi çocuklara bulaştırdı ruhunun pisliğini.
Yani kısacası bu zamanda çocuk olmak ,genç olmak zor arkadaşlar.
Gençler de ayrı bir girdabın içinde.Ya hiç kaygısı yok ya da abartı derecede kaygılı.Ortası yok yani.
En ufak bir sorunla karşılaşınca çözemeyen,baskı altında hisseden gençlerimiz var.Çareyi çözümü ailesiyle konuşmak yerine ,arkadaşından alan,ya da sigarada,alkolde arayan gençlerimiz ,bazen de canına bile kast etmeye kalkabiliyor.
Ailelere,okul yönetimlerine çok iş düşüyor dostlar.
Bu yazımda ete süte dokunmadan ,ucundan birazcık, çocuk ve gençlerin nasıl bir kaos içinde olduğuna değinmek, sizlerinde hem gözünü hem de kalbini açmak istedim. Sahip çıkalım evlatlarımıza.