Bazen sokaktaki birinin ayak sesi ,bazen çöplerinizi almaya gelen çöp arabası,bazen bir köpek havlaması ya da ambulans sesi .Hayatın ne çok karmaşası var değil mi?Herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor.Harmanlanan düzenin içine kıvrılmış,kendi çeperinde dönüyor dünyası.
Bir bakmışsınız bir sela okunuyor,içimden diyorum biri daha kurtuldu .Ne zaman ,nasıl ölücem sorgularını geride bırakarak göçtü işte.Günahları varsa af olsun.
Bir düşünün,monoton hayatlarımız var hepimizin.Tek düze,sınırlı ve ileri geri gidip gelmeyen stabil hayatlarımız var.
Sabah kalkan işe giden,çocuğunu okula bırakan,yalnız yaşayıp da kedileri besleyen,ya da sıcak ekmek çıkmıştır diyerek fırına gidip ekmek alan.
Kahvaltı kuran,ya da kuramayan,hasta olan olmayan,ailesiyle yaşayan veya bekar ya da boşanmış tek başına kalan,yaşlanmış ve hayatı 4 duvardan oluşan evin içine sığdıran ve daha nice yaşamlar.
Aslında her birimizin tekdüze yaşamı.Her biray kendi yaşadığı günü ve ertesi günü biliyor ve kendince yaşadığı herşey hemen hemen her gün aynı .
Kimi diyor ömrümüz çalışmakla geçti,peki çalışmayıp miras yiyen ne diyor ? O da sıkılmış sürekli her istediğini almaktan,sürekli gezip tozup yiyip içmekten bunalmış o da.Okuyan okumaktan,okumayan da kaderinden bunalmış.Yani insanoğlu çok garip diyorum ben.Biraz bencil,biraz da mutsuz.
Her birimizin görevi ,bir işi var .Dünyanın çarkının dönmesi için lazım bu.Kiminin işsiz olması,kiminin üniversitede okuması,kiminin fabrikada üretim yapması kiminin hastalıkları ile mücadele etmesi.
Adeta bir kelebek etkisi.Yani her bir yaptığınızın binlerce canlıyı etkileyen bir sirkülasyonu var.
Hayatın da böyle bir düzende olduğunu düşünüyorum ben.
Tıpkı doğum ile ölüm gibi.Sonların başlangıçları.
İşte bu yüzden hayatı çok önemsemeyin bence.Zaten herşey olacağına varıyor.Hayatlarımızda ultra değişen bir olay,bir macera var mı? Normal hayatı olan kişilerde yok.Yani diyorum ki hepimiz yolcuyuz bu dünyada.Ona göre duyduğunuz her kokunun ,tattığınız her lezzetin ve gördüğünüz her güzelliğin tadını çıkarın.