29 Ekim Cumhuriyet Bayramı,Türk olarak gururla kutladığım ve her zaman da aynı gurur ve huzurla kutlayacağım bir bayramdır.
100 yıl önce nasıl bir özveri ile Cumhuriyetin ilan edildiğini sanırım anlatmama gerek yok.Okuduğumuz tarih kitaplarında hepsi satır satır anlatılıyordu zaten.Ama bir de yaşanan hikayeler saklı içinde.Onların çoğunu hiç birimiz bilmiyoruz.
Ne canlar gitti,ne çocuklar,bebekler babasız kaldı.Yemeden içmeden savaşan ,birlik beraberlik çizgisini hiç geçmeden tam bir yürek olarak azim ile alınan başarıların ardında o kadar hüzünlü hayatlar vardı ki.
Savaş dünya üzerindeki en kötü şeydir insanın insana yaptığı.
Ancak vatan toprağının bir karışı için bile yapılan savaş esastır benim gözümde.
Tüm imkansızlıkların içinde çırpınan bir halk düşünün,inandıkları tek şey vatan sevgisi ve tabiki Mustafa Kemal Atatürk.
Böyle bir çaresizliğin içinde güneş gibi avaz avaz bağıran bir ışık vardı.İşte o ışık önderlik etti ve tüm askerler,halk ,kadın ,erkek, birlik işçinde çıktı bu uola.Ve kazandılar.Çünkü onlar inandılar buna.Başardılar.Çünkü onlar et-kemik oldular.Ve Cumhuriyetimizi ilan ettiler,bağımsız Türk milleti olarak tarihe geçtiler hem de altın harfler ile.
Kısacası yazarak,okuyarak,anlatarak sadece hayal edebiliriz nelerin yaşandığını ve bugün ki hale gelebilmenin ödendiği bedelleri. Bu sebeptendir ki bu çok ama çok kıymetli ve kutlu bir mirastır bize sunulan.
Kadir kıymet bilmek için az mı bu yaşananlar,giden canlar,şehitlerimiz ?
Bu kırmızı bayrak altında tek nefes oldukça ancak Cumhuriyetimize sahip çıkabiliriz.Çocuklarımız için,torunlarımız için,vatanımız ve toprağımız için Yaşasın Cumhuriyet !!!