Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat, 10)
İhtiyacımız ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Yüzyıllardır Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen dış güçler bu ilkeyi yok edip insanlar arasında fitne ateşini yaymak için seferber olmuşlar. Yeri gelmiş başarılı olmuşlar, yeri gelmiş başarısız. Mücadele hep var olmuş. Hep birlikte 1980 ‘li yılları hatırlayalım, yıl 2015 olmuş yapımcılar ve senaryo aynı, filmin adı değişmiş.
Bizi ayakta tutacak. Birbirimizi farklılıklara rağmen sevebilmemizi sağlayacak. Reçete belli
Allah (cc) buyurmuş.
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat, 10)
Efendimiz (sav) bu minval üzere yaşamış örnek olmuş.
“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlarda bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar. (Buharî)
Allah (cc) dostları da bizim anlayabileceğimiz lisanda hitaben;
“ Ahir zamanda en büyük salih amel birlik ve beraberliktir “
Farklı milliyetlere mensup ve farklı dilleri konuşan Müslüman toplulukların her şeyden önce kardeş olduklarını hatırlamaları gerekiyor. Etnik kökenimiz ne olursa olsun, biz her şeyden önce insanız ve Müslümansız. Yani Allah’ın dinine ve iradesine teslim olmuş, yeryüzünde Allah’ın halifesi olma görevini üstlenmiş akıl, irade ve vicdan sahibi varlıklarız. Bu vasıflarımızı unutur ve etnik kimliklerimizi öne çıkartırsak, hele hele bu kimlikler üzerinden başkalarına üstünlük taslamaya kalkışırsak, Allah korusun, kendi sonumuzu getirmiş oluruz.
Türkiye’nin birlik ve beraberliği dediğimizde, kav mı ve dil farklılıklarını yok sayan, onları asimile etmeye çalışan bir birlik ve beraberlikten bahsetmiyoruz. Bizim kastettiğimiz açıktır: Farklılıkları bir zenginlik, ilâhi bir lütuf kabul ederek, aynı yüce idealler etrafında kenetlenmek… Farklılıkları inkâr ve reddetmek ne kadar yanlışsa, onları mutlaklaştırarak işi kavmiyetçiliğe ve ırkçılığa vardırmak da o kadar yanlış ve tehlikelidir.
İslâm dünyasının ve Müslüman milletlerin bugün birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Zira birlik olmadan dirlik olmaz. Dirlik olmazsa birey de, toplum da, devlet de kaybeder. Birlik ve beraberliğimizin dinî ve ahlâkî temelleri açıktır. Kalplerini aynı yüksek değerler etrafında birleştirmiş İslâm milletleri, geçmişte olduğu gibi bugün de rengârenk, çeşit çeşit, mis gibi kokan ve bakanlara ferahlık ve hayat veren bir gül bahçesine dönüşebilir.
Yorum Yaz
Yorumlar
Diğer Yazıları
FLAŞ KOCAELİ GAZETESİ
Tel: 0555 819 86 99