Uzun yıllardır araba kullanan tecrübeli sürücü olan kadın ile kocası araba ile şehir içinde evlerine ulaşmak için yolculuk ederken karşıdan gelen arabanın yaptığı manevraya karşılık fren yapıp, aracın kontrolünü sağlaması gerekirken hanımefendi yaptığı manevra ile yol kenarındaki korkuluklara doğru arabayı sürer ve tok bir sesin duyulmasından sonra frene basar ve sürücülükteki yılların vermiş olduğu tecrübeyle (aslında panik hali) durumu düzeltmek için vitesi geri alır ve gaza basar biraz önce duyulan sesin daha abartılısı ve daha acısı arabanın içinde duyulur. Ve bu sahnenin meşhur sözünü söyler “ Aşkım sürttük mü?”
Bütün sorumluluk bilinciyle aracın yolcu koltuğundan aracı kontrol etmek için inen adam önce arabanın önüne yani ilk sesin geldiğini düşündüğü yeri tespit eder ve el yordamı ile kırığı, çıkığı düzeltmeye çalışır. Daha sonra ikinci sesin geldiği yere yönelir ve o meşhur sözünü söyler. “Arabanın …….. ……..” (Sizin hayal gücünüze bırakıyorum)
Bu söz kişinin gelecek planlaması, beklentileri ve evin salonunun soğukluğuna göre içten veya yüksek sesle söylenebilir.
Bütün bu olay sırasında kahramanımız sürücü koltuğunun ipeksi dokusundan olacak koltuğunda oturmaya devam eder ve sorumluluk almaz. Durum kendisine arz edildiğinde de “Canımız sağolsun cana geleceğine mala gelsin değil mi aşkım” cevabını verir. Bu adama durumuna şükret, itaat et ve aklından geçenleri söylersen seni daha beter ederimin yumuşak ifadesidir.
Kadın, adamı şimdi ne yapacağız , kasko, trafik siğortası, usta, ne kadar tutar, çocuğu nasıl alacağız, işe nasıl gideceğiz, ikame araç vs soruları ile iç dünyasına terk eder ve her zaman üste çıkar.
Şimdi bu hikayenin gerçekliğinden çıkıp ülkenin gerçekliğine döndüğümüzde ülkenin durumu da bu hikayeden farksız. Anlayana…
Not: Bu yazıdan kadın sürücüler kötü arabalar kullanır anlamı çıkarılmasın lütfen kıssadan hisse. Bu arada kadın sürücüler kurallara uyma ve dikkat bakımından erkek sürücülere göre daha iyi belirtmek isterim.