Sene 96. Tekirdağ/Çorlu'da yaşıyoruz o yıllarda.
Kızımın doğumuna az bir zaman var..
Bir sabah erkenden telefonum çaldı..Hâl hatır faslından sonra "abla sana bişey söylicem... Annem hamileymiş. Doğum yaklaşmış"
Haydaaaaa.. Bu ne demek şimdi..
Bi tür şaka filan mı?
Annem hamile ne demek?
Olamaz ki....
Hamile olan benim..
Annem nerden çıktı....
Tarifleyemeceğim bir çok duygu karmaşası yaşadığımı çok net hatırlıyorum...
Konuşmadan sonra tekrar uyumuşum..
Uyanınca bunun bir rüya olduğunu umarak kız kardeşimi arayıp konuşmayı teyid ettikten sonra bütün gün ağladım...
Neden mi?
Bi bilebilsem :) Sanırım 20'li yaşların cahilliğiyle...
Eşim işten döndüğünde kan çanağına dönmüş gözlerimi görünce meraklandı doğal olarak...
---Ne oldu? Bir sorun mu var?
----Annem hamileymiş ....(hoopp tekrar açıldı musluklar)
----Ne olmuş hamileyse? Sağlığıyla ilgili bir sıkıntı mı oluşmuş?
---Ya ne demek ne olmuş? Duymadın mı beni, annem hamileymiş diyoruumm (çemkirme ses tonuyla)
---- Tamam da gayri meşru çocuk mu?
Neden üzgünsün bu kadar?
---Hayır tabiiki ama...............
---E ne o zaman? Anası belli babası belli..
Kendini niye hırpalıyorsun..
Allah vermişse elbet vardır bir sebebi ..Sağlıkla gelsin....
(Allah'tan evde mantıklı biri var :)
Bi an düşündüm...
Sakinleştim..
O tuhaf duygular bir bir uçtu kafamdan..
Benim güzel anacığım..
Herkesin, bir başkasının hayatına yorum yapma hakkının olduğunu zannettiği küçük bir şehirde, psikolijik baskıyla, 9 ay karnını saklayarak yaşamak zorunda kalmış..
Askere gidecek bir oğlu, evli ve iki canlı (Anadolu'da kullanılan tabiriyle) kızı olan, 44 yaşındaki bir kadının, hamile oluşu ayıplanır düşüncesiyle...
Vee 23 Nisan'a yarım saat kala kızımın küçük teyzesi geldi dünyaya.. ( İYİ ki )
19 Mayıs'ta da kızım..
İki Atatürk genci..
Annemle 26 gün arayla anne olmuştuk..
Enteresan duyguydu..
Benim için başka bir hayata geçiş başladı...
Bundan sonraki bütün planlar evlât üzerine kurulacak, hayatımız onun sağlığı, mutluluğu, başarısı ve konforu için şekillendirilecekti...
Bir mucize gelmişti dünyamıza..O zamana kadar bildiğimiz bütün ezberleri unutturan bir mucize..
Heyecan, coşku, endişe, mutluluk...
Biraz yorgunluk, çokca fedakârlık...
Artvin'in Beşağıl Köyü'nde, evin bir odasında doğmuşum ben..
Ailenin 5 çocuğunun ilk'i, ilk torun...
Bizim jenerasyon bilmezdik böyle "anneler günü", "babalar günü", "manitalar günü" filan..
Biz dini ve milli bayramları bilirdik..
Gerisi bizim için lüxtü belkide...
Annelerimiz bağ bahçe işlerinden vakit ayıramazdı bizlere..
Sevemezlerdi..Ayıptı çünkü büyüklerin yanında çocukları sevmek.. (Nasıl bir mantıksa)
Kimse dizlerinin üzerine çöküp, göz hizamızda konuşmazdı bizimle..
Herhangi bir konuda fikrimiz sorulmazdı..
Biz birey değildik, "sadece" çocuktuk çünkü ...
(Hoş kimse annelerimizin de fikrini sormazdı ...Onlar da "kadın"dı, "gelin"di, "elin kızıydı" ...Zaten saçı uzun aklı kısaydı, ne bilirlerdi ki... )
Ve şimdi....
Çocuklarımız ve annelerimiz..
Aralarındaki uçurum maneviyat farkı.
Çocuklarımız, herşeye sahip ama mutsuz, doyumsuz, mesafeli..
Annelerimiz, yalnız, kırgın ama affedici...
Aradan geçen zamanın, hayat koşullarının, gelişen teknolojinin ve son 14 aylık pandemi sürecinin deforme ettiği evlât & ebeveyn ilişkileri...
Düzeltmek zor değil ama inanın..
Sevgi dolu ses tonuyla açılan bir telefon..
Bir çicek..
Bir öpücük alır gönlünü anaların...
Philedelphia'lı Anna JARVIS, annesinin kaybının üstesinden gelemeyince, ona olan minnetini, sevgi ve özlemini dile getirmek için annesinin ölüm yıldönümüne denk gelen Mayıs'ın ikinci Pazar gününü "Anneler Günü" olarak kutlamak istedi..
Anna'nın, başka çocukların da annelerine, ONLAR HAYATTAYKEN kıymet vermeleri gerektiğini hatırlatmak için bir takım çabaları sonucunda ABD Ķongresi tarafından kabul edildi ve ilk olarak 1908 yılında kutlanmaya başlandı bu özel gün..
Bizim ülkemizde 1953 yılından beri kutlanan "Anneler Günü", bazı ülkelerde farklı tarihlerde kutlanıyor..
Annelerimizi onurlandırmak için şahane fikir ama sevdiklerimizi sadece bir gün mü onurlandıracağız?
Onların bir gülüşü, bir duası herşeye bedel değil midir?
Sevgili dostlarım, benim yaş grubu pek beceremez büyüklerine sevgisini iletmeyi...
Ama bi deneyelim mi şimdi?? Hep birlikte...
Ben başlatayım, siz devam edin olur mu?
Seni seviyorum ANACIĞIM..Allah sana ve tüm annelere sağlıklı uzun ömürler nasip etsin...
Kaybettiğimiz annelerimiz :(
Kalbimizi acıtan yokluğunuzda tutunduğumuz tek şey anılarımız...
Cennet anaların ayakları altındaysa, ışıklar içinde uyuyun inşallah...
Annem Refiye,
Kayınvalidem Güler anne,
Ulu Önder ATATÜRK'ümüzün ebediyete irtihal eden kıymetli anacığı Zübeyde hanım,
İYİ'lerin Lideri, Devlet Ana, Merâl AKŞENER,
Bana annelik yapan dostlarım, büyüklerim...
Eşlerini kaybettiği için çocuklarına hem annelik hem babalık yapmak durumunda kalan beyler...
Evlâtlarının canlarını, uzuvlarını vatana feda etmiş, kederli ama GURURLU Şehit & Gazi anneleri...
Siz kıymetli okuyucularım ve anneleri...
Anne adayları...
Zeliha anne, Bedriye anne, Aynur anne, Ayşe anne......
Beni ve kardeşlerimi doğurtan, ebemiz Sediye anne..
GünüMüzü kutluyorum ...
Bir gün değil her gün DEĞER görmemiz umuduyla...
Yanaklarınızdan / ellerinizden öpüyorum...
Görüşelim...Sevgiyle...