Mustafa Kemal Atatürk'ün girişimiyle gerçekleştirilen ve kadın haklarına yönelik inkılâplardan şüphesiz en önemlisi, seçme ve seçilme hakkıdır. 1930 yılında Türk kadınına belediye seçimlerine katılma hakkı verilmiş, 81. yıl dönümünü kutladığımız 5 Aralık 1934 tarihinde de Türk kadını seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. Atatürk' ün Türk kadınına beslediği sevgi ve saygı, Kurtuluş Savaşı'ndaki gözlemleri ile iyice perçinleşmiş ve yaptığı bir konuşmada "Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadını olmuştur” diyerek bu hissiyatını büyük bir içtenlikle dile getirmiştir.
Türk kadınına seçme seçilme hakkının Avrupa ülkelerinden çok önce verilmesine ve kadınlarımızla ilgili birçok yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen bugün kadınlarımızla ilgili birçok sorun hala çözülememiş, cinsiyet ayrımcılığı ortadan kaldırılamamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üyesi bulunduğum Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda kadınlarımızın toplumun her katmanında olduğu siyasette de hak ettikleri yere gelmeleri için elimden gelenin en iyisini yapmakla kalmayacak, kadının siyasette daha çok yer bulmasını sağlayacağım.
Bu inanç ve amacımla beraber, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü kadına verdiği ileri görüşlü değer ve kıymetten ötürü bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum.