Hayatımızı, elimizdeki yaşamı yeterince verimli değerlendirebiliyor muyuz ? Günlerimizi nasıl geçiriyoruz ? Akşam olup yastığa başımızı koyduğumuzda gün içerisinde yaşadıklarımıza ne kadar takılı kalıyoruz ? Bu düşünceler zihnimizde ne kadar yer barındırıyor ?
Detaylı düşündüğümüzde, bazı durumlarda işin içinden çıkamayacak gibi oluruz , bunu herkes yaşayabilir. Ya geçmişin derinliğinde boğulur ya da gelecek kaygısında kayboluruz. Yaşadıklarımız dolayısıyla geçmişi irdelemek bize üzüntü getirebilir , tamamen geleceğe kilitlenmekte bizi çeşitli korkularla , endişelerle etrafımızı kuşatabilir.
Günler ,aylar , yıllar akıp gidiyor...
Zamanı durdurma , zamanı geri sarıp geçmişteki pişmanlıklarımıza , keşkelerimize , üzüntülerimize dönüp onları tekrar yaşama gibi bir durumumuz da yok. Adı üstünde, geçmiş...
“Geçmiş geçmişte , geride kalmıştır. “
Bizim geçen yıllara yönelik takıntılı , yoğun düşüncelerimizin bize tek yaşatabileceği durum içinde bulunduğumuz “an”ı mahvetmek şu an yaşadığımız dakikaları , hayatı ziyan etmek olur.
Ve her zaman derim , hiç bir şeye üzülmeye değmeyecek kadar hızlı akan bir zaman diliminde yaşıyoruz. Önemli olan şimdiyi verimli , doğru , faydalı değerlendirmektir. Aynı zamanda geleceğimizde içinde bulunduğumuz “an “ ile gelişecektir , şekillenecektir...
Yaşadığımız saniyelerin dakikaların değerini , anlamını keşfettiğimiz zaman kendi içimizde zihnimizde bir devrim yaşamış oluyoruz, geçmişte takılı kalmanın, geçmişte kalanlarla yaşamanın bizi yıpratmaktan başka bir yararı olmadığını farkediyoruz. Bu nedenle , An’ı yaşamak en güzeli en doğrusu...
Geçmişin olumsuz düşüncelerinden uzak durmak ,geleceğin endişesine de beynimizin içinde zihnimizde yer vermemek , tüm mesele budur.
Hayata dair , düşünce tarzımız bizim elimizde, bizim beynimizde, unutmayın !
Şimdi , geçen yılların olumsuzluklarından sıyrılın, geleceğe de körü körüne bağlanmayın ki endişelere yer vermeyin...
Anı yaşayın !
Her saniyenizi dolu dolu değerlendirin.
Yorum Yaz
Yorumlar
Diğer Yazıları
FLAŞ KOCAELİ GAZETESİ
Tel: 0555 819 86 99